Erkek olarak dünyaya gelen Orlando daha sonra kadın kimliğiyle karşımıza çıktığında kadının toplumdaki yerini ve yaşadığı zorlukları bir şiir gibi gözler önüne serer.
Kuşkusuz vurucu başka noktalar da vardır. Bana göre bunlardan biri de tarihin yazılmasında kadının hiç bir şekilde yer almaması ve erkek egemenliğinin baskın seçimleridir. Bilinçli bir şekilde kadınların tarihsel süreç içerisinde oynadığı rolleri tarih sahnesinde çoğunlukla göremeyiz. Orlando da farklı dönemlerde yaşayan biri olarak her dönemde aynı erkek egemen yapı ile karşılaşır.
Varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen Orlando büyük bir zenginliğe ve güce sahipken, kadın olarak bu gücü ve imkanları elinden kolaylıkla alınır. Benzer durumlar erkek egemen dünya görüşünün sanat alanındaki yapılanmasında da karşımıza çıkar. Kadın olarak sanat alanında bir şeyler yapmaya çalışırken engellenir hatta aşagılanır.
Bana göre bu eserdeki en vurucu noktalardan birisi de kadın kimliğiyle Shellmerdine olan ilişkisidir. Aralarında çok güzel bir ilişki kurulmasına rağmen onun peşinden gitmemesi önemlidir. Yaşamı boyunca dışarıdan gelen baskı ve beklentilere karşı koyarak ona empoze edilmeye çalışılan yaşamın red edilmesi anlamına gelir. Bu seçimi onun özgür iradesinin önemini vurgular. Aynı zamanda sürekli olarak bir kimlik arayışında olan Orlando nun sabit bir kimliğe bağlı kalmadan sürekli değişen ve aynı zamanda gelişen bir benliğin peşinde olması anlamını da içerir. Kadınlara yüzyıllardır empoze edilmeye çalışan rollerin reddidir.
Tüm romanlarında gördüğümüz değişim ve özgürlük bu eserinde harika bir kurguyla işlenmiştir.
Alışa gelmiş şekliyle Orlando eğer eserde ölmüş olsa nasıl bir anlatım olurdu? Diye düşünmeden edemedim.
Hikayenin öylesine güçlü yanları var ki esere salt erkek egemen dünya görüşü kapsamında bakmak haksızlık olur. Eserde zaman ,kimlik,sanat ve aşk gibi kavramlardan olduğundan eserin temeli sarsılmazdı diye düşünüyorum. Okurun kendi deneyimlerini de ilişkilendirilmesi sağlanabilir ve bu da başka perspektiflerin ortaya çıkmasını oluşturabilirdi. Sanat hangi alan olursa olsun gerçekliği taklit etmek zorunda değildir. Hayal gücü kullanılarak gerçekliği aşıp yeni sorular sorabilen bu eser yaratıcılığın en güzel örneklerinden biridir. Çünkü Orlando eserde ölmüş olsa dahi erkek egemenliğini sorgulayan ve eleştiren yapı ortaya yine de çıkardı
Zaten Virginia Wool un amacı tek gerçeği sunmak yerine düşünmeyi ve sorgulamayı öne çıkartmak değil midir?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederiz.
Yorumunuz incelendikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.