15 Ağustos 2018 Çarşamba

They Live





Sanırım hepimizin bu dünyaya katlanabilme araçları oldukça farklı. Benim için genel anlamda sanatın her dalı dünyayı nefes alınabilir kılıyor. Bir süreliğine dünyada ya da ülkemizde olup biten her türlü gündemden uzaklaşarak kendi dünyamı yaratmak ve bu dünyada baş başa kalarak geçirdiğim anlar gerçek dünyaya dönme anlarımda benim dayanma gücümü oluşturuyor.

Son zamanlarda bir kaçış noktası olarak tamamiyle haber kaynaklı herşeyden uzaklaşmayı denemiş olsam da bir şekilde hemen her şeyden haberdar olduğumda bunun doğru yöntem olmadığına kanaat getirerek sanatın derinliğine daha fazla dalma ihtiyacı duyuyorum.Bu dünya güzel. Özellikle son zamanlarda kendimi They Live filmindeymiş gibi hissediyorum.

John Carpenter’ın bu 1988 yılı yapımı filmi her izleyişimde bende çok farklı etkiler bırakıyor. Son zamanlarda ise gerçekten filmin kahramanı Nada gibi hissettiğim anlar çoğunlukta. Gerçi Nada bir gözlük takarak aydınlanma yaşarken ben çok uzun zamandır bildiklerimden yola çıkarak gözlüğe hiç ihtiyaç duymadan tehlikenin farkında olmanın sancısını yaşamaktayım.

Bu film herkes tarafından muhtelif aralıklarla yeniden izlenmeli. Nada Amerikan rüyasına inançlı biri olarak şehre geldiği zaman inşaatlarda işçi olarak çalışmaya başlar. Ve etrafında garip olayların oluşmasıyla tesadüf sonucu bir kilisede bulduğu gözlüklerden bir tanesini alıp taktığı zaman herşeyin çok daha farklı olduğunu görür.

Bilim kurgu filmi gibi ele alınabilecek film gerçekten 1988 yılında sistemin eleştirisini yapması açısından çok önemlidir. Bu gözlüğü takan Nada bazı insanların uzaylı görünümünü, çok daha önemlisi reklam panolarında ya da dergi ve gazetelerde var olan resmin dışında "İtaat et" " Tüket" "Evlen ve  çocuk yap" şeklindeki sloganları gördüğünde yaşanılan dünyanın çok daha derininde bambaşka bir dünyanın olduğunu fark eder ve kendince savaşmaya başlar.

Sembolik olarak devlet yerine insan görünümlü uzaylıların ele geçirdiği dünyada kapitalist sistem son derece yalın bir bakış açısıyla ortaya konulurken hiç yabancısı olmadığımız çoğu olaylarla acaba biz de  uzaylılar tarafından istilaya uğramış durumda mıyız ? diye sorabilirsiniz. Kuşkusuz böyle olmadığını bilmenin gerçeğiyle  kendi istekleri doğrultusunda insanları yönlendiren sistemin cesaretli bir eleştirisi olan bu film bir kez daha izlenmeli.

Evet bu sistemden kaçmaya çalışıp yine sana bu sistemi anlatan bir film izlemek akılcı mıdır bilemiyorum ama izlenmediyse kesinlikle izlenmesi gereken filmlerdendir.

Tüm film boyunca filme eşlik eden müzikte  filme inanılmaz farklı bir anlatım gücü katmış diyebilirim. Evet filmden sonra sığınaklarınıza geri dönebilirsiniz.







Filmin Künyesi;



Yönetmen: John Carpenter

Yapım Yılı; 1988

Senaryo; Ray Nelson ( "Eight O'Clock in the Morning" adlı kısa öyküsünden esinlenerek ), John Carpenter (senaryo)

Oyuncular: Roddy Piper, Keith David, Meg Foster





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederiz.

Yorumunuz incelendikten sonra en kısa sürede yayınlanacaktır.